Asıl tehlike ve ihanete dikkat!

Son elli yıldır; yükselen bir ivme ile aşama aşama küllerinden yeniden doğan medeniyetimizin hiç olmadığı kadar büyük bir plan karşısında ‘’beka’’ sorunu ve tehdidi ile karşı karşıya kaldığı, ROMA-VATİKAN-HAÇLI-SİYON KARARGÂHI’nın planlayarak FETÖnyahu piyonunun kanlı elleriyle uygulamaya koyduğu, 15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ’nden sonra, cennet vatanımızı iç ve dış tehditlerden korumanın daha muhkem hisarlarını inşa etmek isteyen yeni devlet aklına ve daha da güçlü bir Türkiye’ye “Hayır” diyenlerin kampanya öncüleri ve karanlık odakları Çamuriyetçiler, inşaallah Osmanlı’dan bile daha güçlü, yeni ve Milli Türkiye olsun sevdasıyla canfeda gayret eden ve bunun için “Evet’’ diyen Mili Cumhuriyetçilerin sözcülerine ve öncülerine çamur atmaya devam ediyorlar! Her zaman yaptıkları gibi, algı operasyonlarıyla necib milletimizi aldatmayı hedefliyorlar! 12 Eylül 2010 yılı referandumunda olduğu gibi, 16 Nisan tarihli referandumda da, halkımızı yanıltmak için; yalan ve iftira bombardımanlarına acımasızca devam ediyorlar! Bunlar için amaca giden yolda her şeyin mübah olduğunu, değer, etik ve ahlak gibi kavramlardan ne kadar uzak olduklarını hep beraber gördük, yaşadık ve yaşamaya da devam ediyoruz! Şantaj, hased ve kased ehli bir oldu, beraber oldular, ellerinden geleni ardlarına koymuyorlar! Koyun postuna bürünen, malum iri ve kirli medyanın kiralık kalemşörleri, Allah’tan korkmadan, kullarından utanmadan yalan ve iftira silahıyla saldırıyorlar! Bu saldırılar; imanımızı, azmimizi ve çalışma tempomuzu daha da artırmalı! Dışarıdan yaptıkları bu tür, sivrisinek vızıltısı mahiyetindeki saldırılara dikkat kesilerek, sakın ha asıl tehlikeden bihaber olmayalım, gaflete düşmeyelim. Dikkatimizi dağıtmalarına müsaade etmeyelim! Asıl amaçları, bizi içimizden hançerlemek olan uyuyan hücrelere, kriptoların kriptolarına ve hainlere karşı teyakkuz halinde olmamız gerektiğini unutmayalım! Siyonist ve Haçlı güçlerinin, içimizdeki piyonlarıyla beraber hazırlamakta olan yeni ve tehlikeli darbe girişimlerini önlemek istiyorsak “EVET” oylarını yüzde yetmişlere çıkartmak için acilen içteki ihanetlere karşı tedbirlerimizi arttırmalıyız! Bu tehlikelerden bir kısmına ve alınması gereken tedbirlere gelin birlikte nazar edelim: İktidarımızın kaymağını yediği halde, “Hayır” kampanyasına lojistik destek sağlayan bir kısım bürokratlar ve sermaye sahipleri var! Bunlara dikkat etmeliyiz! Bazı Bakanlıklar tarafından referandum arifesinde garip bir şekilde hiç olmadığı kadar arttırılan ve abartılı olduğu düşünülen işyeri teftişlerinde; esnafımıza verilen(!) acımasız cezalar(!) acilen önlenmeli ve mağduriyetleri gidermelidir! Teftişler tabi ki olmalıdır! Ancak uygulama şekli ve oluşturulan mağduriyetler tam da referandum öncesi çok manidardır! Kasıt mı vardır? Araştırılmalıdır! İl ve ilçelerdeki resmi kurum ve kuruluşlara, iş için gelen vatandaşlarımıza takınılan menfi ve hoyrat tavırlar acilen önlenilmelidir! Adam kayırmadan, iltimas geçmeden, eşit uygulamalarla vatandaşımıza en güzel şekilde mukabele edilmelidir! FETÖnyahu önderliğindeki silahlı terör karargahı, kendi emellerine; bir dönem de olsun alet ve kurban olmuş kişi ve şirketleri bilmektedir! Bu insanlardan bir çoğu 17 Aralık’ta meseleyi kavramış ve pişman olmuşlardır! Bu isimleri bilen FETÖnyahu’nun kirli ekipleri bu şahısları ve şirketleri şikâyet ederek mağdur olmalarını sağlamaktadırlar! Hakiki (!) ByLockları dahi olmayan bu kişilerin durumları iyi analiz edilmeli ve mağduriyetleri acilen önlenmelidir! Ailece vicdanları sızlamakta, gönülleri kırılmakta ve gözleri kan ağlamakta olan bu vatandaşlarımız düşman edilmemeli ve kazanılmalıdır! PKK’nın baskısı ya da imkânsızlıklarla yıllarca elektrik faturası borçlarını ödeyemeyen Doğu’daki kardeşlerimizin elektrik sayaçlarını mühürleyen elektrik dağıtım şirketlerinin patronları acilen uyarılmalı ve elektrik kesintilerine son verilmelidir! Mağdurla, hain birbirine karıştırılmamalıdır! Bir kısım elektrik dağıtım şirketlerinin, çok önemli bölge ve illerde her seçim zamanı, seçim gününe 3 gün kala elektrikleri kesme, vatandaşları mağdur etme ve öfkelenmelerini sağlamalarının ihanetlerini bu referandumda da uygulayabilecekleri ihtimali göz önüne alınarak gerekli tedbirler alınmalıdır! Genel seçimlerde iktidarımızın 4 yılda yapmayı vadettiği, seçim beyannamelerinde yer verdiği, kamuoyuna duyurdukları ve yapılması dört gözle beklenen TAŞERON İŞÇİLERİN MAĞDURİYETLERİNİN GİDERİLMESİ düzenlemelerinin bir an evvel hayata geçirilmesi gerekmektedir! Ayrıca, FAHRİ-VEKİL VE SÖZLEŞMELİ PERSONELLERE verilen taahhüd, işçi ve memurlara verilen sözlerin ifası için referandum öncesi mutlaka ve acilen adımlar atılmalıdır! İktidarımız, gerek FED ve gerekse AB’nin para politikalarıyla, finansal operasyonlara maruz kalan ülkemizde faizlerin kasıtlı yükseltilmesiyle duran ekonomiyi canlandırmak için, iş yeri sahiplerine yardımcı olmalı, KOBİ’ler harekete geçirilmeli, kredilerdeki kasıtlı engellemeler önlenmeli ve faizsiz katılım bankaları vatandaşa yönelik desteklerini acilen artırmalıdır! Bazı Bakan ve üst düzey bürokratların; ‘’Popülizm yaptırtmayız’’(!) lafı, işgüzarlara fırsat kapısı aralamakta ve acı neticesini yaşadığımız 7 Haziran’dan ders alarak; dar gelirli, işsiz ve orta direk işçi ve memurlara desteğimizi arttırmalıyız! 15 Temmuz işgal ve darbe girişimini; çoğunluğunu memur, işçi, işsizlerin, çiftçi kardeşlerimizin oluşturduğu fakir-fukara ve garip gurabanın canlarını ortaya koyarak önlediğini asla unutmamalıyız!Darbe girişimini; o meş’um saatlerde kendisine ulaşılamayan, telefonları kapalı bazı üst düzey bürokratlar değil, Allah’ın lütfu ile sokaktaki vatandaşın mukavemetinin püskürttüğünü unutmamalıyız! Milletimize, ödeyemeyeceğimiz borcumuz vardır! Ve ne yapsak bu borç ödenemez! Aziz milletimize ve darbeye siper olmuş milyonlara; alın terlerini ve haklarını vermeyi ‘’Popülizm’’ olarak görmek, din ve vatanı müdafaa uğrunda şehid ve gazi olan kardeşlerimize, ailelerine ve milletimize en büyük hakaret olacağını asla ama asla unutmamalıyız! Bugün halkımıza verilmeyenler yarın Allah korusun, hayır oylarının galebe gelmesiyle, yarın başımıza üşüşecek faiz lobisine ve pusuda bekleyen şer odaklarına; hortumlayacakları kaynakları teslim etmek olmayacak mıdır?! Hafazanallah! 28 Şubat’ta halkın milyarlarını hortumlayan ‘’hainler’’ yakın tarihin en ibretlik örneğidir! Zira, eski Türkiye’nin özlemi içinde yanıp tutuşan kırk haramilerin, darbelerini önlemenin en kısa yolu devletine sahip çıkan millete tüm gücümüzle sahip çıkmak olacaktır! MİLLET, devletine sahip çıkmıştır! DEVLET de milletine sahip çıkmalıdır! Ezici sayıda “Evet” oylarıyla yola devam etmek, psikolojik çıtanın yüksek tutulması için çok elzemdir! Söz konusu olan yeni Türkiyemizin istikrarı, istiklali ve istikbalidir! İktidarımız, Tayyib Cumhurbaşkanımız Erdoğan kardeşimizin öncülüğünde devam eden referandum çalışmalarında; içimizdeki bu ihmal, gaflet ve hatta ihanetleri mercek altına alacak bir heyeti acilen oluşturmalıdır! Allah (c.c) bizleri; dinimizi, vatanımızı, halkımızı, nefislerimizi ve nesillerimizi silahlı ve sivil darbelerden koruma ve ebedi kurtarma yolunda; aşk, sevgi ve imanla gayret edenlerden eylesin! 17 Nisan sabahı Telaviv, Londra, Pentagon ağlasın! Kudüs, Üsküp, Bağdat, Şam, Kahire bayram etsin inşaallah! Salı akşamı saat 20:45’te, Akit TV (Kanal 34) ile Kocaeli TV’nin ortaklaşa yayınladığı “Milli Diriliş” programının canlı yayınında buluşmak üzere; yaratıcımız, yöneticimiz ve yaşatıcımız Allah (c.c)’a emanet olunuz. Tatil olması dileğiyle Cuma bayramımız mübarek olsun. Selam, sevgi ve duayla.

1922 yılında Rize'den İzmit'e göç eden eski Karamürsel Müftüsü Ali Efendi'nin (r.a.) oğlu Şevki Yılmaz; 1955`de İzmit`te doğdu. İlkokulu 1967`de İzmit`te bitirdi. 1973 yılında İzmit İmam-Hatip Lisesi'nden mezun olduktan sonra, Derince Lisesi`ni de dışardan bitirdi. 1974 yılında MSP-CHP koalisyonunda, Adalet Bakanlığı Özel kalemi olarak görev yaptı. Şevki Yılmaz, İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü`nden 1980 yılında mezun oldu. Fakülte yıllarında Kartal Müftülüğünde Murakıp olarak memuriyet hayatına devam etti.