“Hakkıdır Hakk’a tapan Milletimin İstiklal!”

“Hakkıdır Hakk’a tapan Milletimin İstiklal!” 

Şevki Yılmaz

Bizleri; yeryüzünün en üstün ve en şerefli varlığı insan olarak yaratan, akıl nimetiyle donatan, sayısız nimetlerinin en üstünü Müslümanlardan kılan, kurduğu dünya ve diğer âlem sofrasında sayısız nimetleriyle yaşatan ve tüm nimetlerinin hesabını hepimize bir nefes yakın olan ölümümüzle başlayan Kabir Hayatımızdan itibaren Ahiret’in büyük buluşma ve duruşma gününde soracak olan Yaratıcımız, Yaşatıcımız ve Yöneticimiz Allah’ımıza hamd ve Eşsiz Önderimiz, Sevgili Resulümüz Hz. Muhammed (s.a) Efendimize, tüm Resul Efendilerimize, izinden gidenlere, Ehl-i Beyti’ne, Ashabına, canımız ana ve babamıza, hocalarımıza, Allah (c.c)’ın ilke ve inkılabı İslam’a tabi olan Mü’min kardeşlerimize, din ve vatan muhafızı şehid ve gazilerimize salât ve selam olsun!

 

“Ve küfrün karanlıklarını parçalayıp âlemleri aydınlatan Kur’an’ın meydana getireceği İnkılabı şimdiden müjdeleyerek de ki: “(Artık) Hakk (mutlak değişmeyen gerçek) geldi, yalan, kötülük, inkârcılık temeline dayanan bâtıl yıkılıp gitti; zaten bâtıl, er geç yok olmaya mahkûmdur!” Zaten her türlü yalanlar üzere kurulmuş gerçek dışı inançlar, rejimler ve gerçek dışı yaşantılar er geç yıkılıp gitmeye zâil (yok) olmaya mahkûmdur! (Çünkü Hakk gelince bâtıl batacak, Güneş doğunca karanlık kaybolacaktır.)” (Ana Hayat ve Anayasamız Kur’an-ı Kerim İsrâ Suresi 81)

Allah’ımızın 99 Esma’ül Hüsnası (Güzel İsimlerinden) olan HAKK zamana ve şartlara göre değişmeyen doğrunun adıdır! 

Batıl ise zamana ve şartlara göre değişmeyen yanlışın adıdır!

 

Hakk’ın yeryüzünde tek temsilcisi ve sistemi İslam Düzenidir! 

 

Hakk’ın değişmez kaidesi ve Fizik İlminin de ana kuralı olan; “Ez-zıddan lâ yectemiân!” (İki zıd asla birleşemez! Zıdlar bir arada bulunamaz) ilkesi gereği gece ile gündüz, elektirikte eksi kutupla artı kutup nasıl birleşemez ve bir arada bulunamazsa Hakk ile Batıl da asla bir ara da bulunamaz! 

Bir asırdır acısını yaşamakta olduğumuz maddi ve manevi kaosların, fitnelerin çoğalarak, her türlü bela ve musibetlerin artarak devam etmesinin ana sebebi şeytana dayalı Batıl yolları Hakka’a dayalı İslami ilkelere tercih edişimizdir!

Bâtılın yolları ve kolları çoktur! Çünkü Şeytan hasedinden insandan şirk, küfür, nifak, kapitalizm, sosyalizm, ateizm, deizm, dinsizlik gibi bâtıl tuzaklarıyla intikam almaya devam ediyor!

Şeytana dayalı olan Bâtıl Rejimlerindeki çoğalan suçları, ahlaksızlıkları, vurgunları, talanları ve her çeşit terörü önlemenin tek yolu Bâtıl yollardan hulusi kalb ile tevbe edib kayıtsız şartsız Hakk’a ve ilkesi İslam’a dönmektir! 

Milli Marşımızda da ifade edildiği gibi Hakk ve Hürriyetlere kavuşmanın tek ilacı “Hakkıdır Hakk’a tapan Milletimin İstiklal!” gerçeğine lafla değil kalben ve fiilen yani eylemle Hakkın tek yolu İslam’a dönebilmektir!

 

Allah’ımızın “Ey Âdemoğulları, size, şeytana, şeytanî güçlere tapmayın, onların düzenlerine bağlanmayın, onlara boyun eğmeyin. Onlar sizin apaçık bir düşmanınızdır.” 

“Beni ilâh tanıyın, candan Müslümanlar olarak bana teslim olun, saygıyla bana kulluk ve ibadet edin, benim şeriatıma bağlanın, bana boyun eğin. İşte doğru, muhkem, güvenli ve mutedil yol, İslâmî hayat budur” diye emredip sizinle kulluk sözleşmesi yapmadım mı?” (Kur’an-ı Kerim, Yasin Suresi 60-61. Ayet-i Kerimesinde) buyurduğu değişmeyen gerçeğe, yani: Hakk’a ölüm gelmeden dönebilmektir!

Hakk’a dayalı olmayan hiçbir Anayasa, hiçbir uyum yasası ve hiçbir yönetmelik; huzuru, saadeti, bereketi ve barışı asla sağlayamaz!

Çünkü İlahi mesaj açık ve nettir!

“Hakk gelince Batıl yok olmaya mahkûmdur!” 

Yani;

İyilikler gelince, kötülükler yok olur! 

Adalet gelince zulümler yok olur!

Doğrular gelince, yalanlar yok olur! 

 

Sadakat gelince, ihanetler yok olur!

Samimiyet gelince, sahtekârlık yok olur! 

Helaller gelince, haramlar yok olur!

Tasarruf gelince, israflar yok olur! 

Ticaret gelince, faizli iflaslar yok olur!

Kısas gelince, kıtaller yok olur! 

Kardeşlik gelince, düşmanlıklar yok olur!

Barış gelince, savaşlar yok olur! 

Sevgi, saygı ve Merhamet gelince, saygısızlık, kin, nefret ve cimrilik yok olur! 

Edeb, Ahlak ve hayâ gelince, ahlaksızlık, edepsizlik ve hayasızlık yok olur!

 

Velhasıl;

Hakk’ın kopmaz, çökmez yolunda yürüyen İmani ve İslami taraftarları gelince, Şeytanın Bâtıl, çürük, zayıf yollarında yürüyen Siyonit İtrail emperyalit ve nifak taraftarları yok olur! Ve olmaya mahkûmdurlar!

“Halikın namütenahi adı var en başı Hakk!

Ne büyük şey kul için Hakk’ı tutup kaldırmak.

Hani ashâb-ı kirâm ayrılalım derlerken

Mutlaka sûre-i ve’l-Asr’ı okurmuş bu neden?

Çünkü meknun o büyük sûrede esrârı felâh.

Başta iman-ı hakikî geliyor sonra salâh,

Sonra Hak, sonra sebat, işte kuzum insanlık

Dördü birleşti mi yoktur sana hüsran artık.”

“Allah’ım Hakkı Hak olarak bilip, Hakk’a uymayı, batılı batıl olarak bilip batıldan kaçınmayı ve korunmayı nasib eyle!” Amiin.

Nefsimizde, ailemizde ve ülkemizde “İslam Sözleşmesi”nin uygulanması, Mukaddes Mescid-i Aksa’mızın, Filistin’imizin, Osmanlıcamızın özgürlüğü ve tatil olması dileğiyle Cuma Bayramımız mübarek olsun.  

Selam, sevgi ve duayla...  

1922 yılında Rize'den İzmit'e göç eden eski Karamürsel Müftüsü Ali Efendi'nin (r.a.) oğlu Şevki Yılmaz; 1955`de İzmit`te doğdu. İlkokulu 1967`de İzmit`te bitirdi. 1973 yılında İzmit İmam-Hatip Lisesi'nden mezun olduktan sonra, Derince Lisesi`ni de dışardan bitirdi. 1974 yılında MSP-CHP koalisyonunda, Adalet Bakanlığı Özel kalemi olarak görev yaptı. Şevki Yılmaz, İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü`nden 1980 yılında mezun oldu. Fakülte yıllarında Kartal Müftülüğünde Murakıp olarak memuriyet hayatına devam etti.